İki yabancı mıyız başından beri? Benim ruhumu öğrenebilir misin? Ruhunu öğrenebilir miyim? Buğulandı sigaramın ateşi, titredi vücudum, geçmedi ağzımdaki o acı tat. Zehirledim kendimi seninle, seni zehirledim. Zehir, zehirdir. Ve her zaman acı verir.
Alkol dozunda güzeldir; ta ki tadı gelmemeye başlayana kadar. Gözünü beyaz örtülü bir sürü yatağın arasında açtığında anlarsın kötülüğünü. Sevginin saflığı güzeldir, bebeklerdeki gibi. Oksijenin kirlisi makbuldür. Başını döndürmemesi için.
Sen benim en temiz oksijenimdin… Usulca karbondioksit işlenirken kanıma, baş döndürücü değil, ciğerlerimdeki müthiş acıya sebep olan dumana dönüştü. Zehirim oldun. Tadını alamadığım, adını bile bilmediğim bir bardak içkim oldun.
Sen büyüdün ve sevgi, sadece küçükken sana söylenen sözcüklerde gerçek anlamıyla kaldı.
Uzaklaştırıyor musun kendinden herkesi? Yoksa bir arınma mı bu? Sanırım arınma.
Renk salatanın malzemeleri yavaşça soluyor ve yeni malzemeler eklense bile, sanırım bir süre o salatanın çürümesine izin vermelisin. Yenisini yapabilmek için… Dolusun. Fazlasıyla…
Seni tam olarak sen olarak tanımamanın verdiği korkuyla, ne yapacağımı bilememenin korkusu var üzerimde. Bir şey yapabilir miyim, onu da bilmiyorum gerçi. Yapamam, biliyorum. Yanında istememeni anlayabiliyorum.
Güçlü ve sessiz bir savaşın içerisinde, her şey normalmiş gibi davranmak; sorumlulukların getirdiği yükler, kendinden önce düşündüğün insanların ciddi problemleri yoruyor seni.
Dinlenemiyorsun. Vaktin yok. Zamanı durdurabilseydim eğer, sana hediye etmek isterdim. Varlıksal hediyelerin seni kesmediği noktadasın. Kendine iyi bak, çünkü hayat bunu sana yapmıyor.
“Oksijenin Kirli, Kalbin Yorgun.” için bir yanıt
Bu neydi simdi her kelimesinde kendimi buldum sen yazarken neyi düşündün harika olmuş